gefangennehmend

listen to the pronunciation of gefangennehmend
الإنجليزية - التركية

تعريف gefangennehmend في الإنجليزية التركية القاموس.

charming
çekici

Bugün çok çekici görünüyorsun. - You look very charming today.

Joan kız kardeşi kadar çekici. - Joan is as charming as her sister.

captivating
{s} büyüleyici

Dedemin bana verdiği büyüleyici kitabı okumak için tüm gece oturdum. - I was up all night reading the captivating book my grandfather gave me.

O büyüleyici bir konuşmacı. - He's a captivating speaker.

charming
{s} alımlı

Sanırım o, alımlı ve çekici. - I think she is charming and attractive.

charming
{s} büyüleyici

O büyüleyici bir kadındır. - She is a charming woman.

Şu bebeğin büyüleyici gözleri var. - That baby has charming eyes.

charming
{s} sevimli

Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi. - My brother gave me a charming baby doll.

Senin eksantrikliğin seni ya sevimli ya da sıkıcı yapabilir. - Your eccentricities can make you either charming or tedious.

captivating
{s} çekici
charming
gül gibi
captivating
{f} büyüle

O büyüleyici bir konuşmacı. - He's a captivating speaker.

Dedemin bana verdiği büyüleyici kitabı okumak için tüm gece oturdum. - I was up all night reading the captivating book my grandfather gave me.

capturing
{f} yakala

O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum. - I have created a perfect plan for capturing that crafty animal.

charming
{f} büyüle

Kate kız kardeşi kadar büyüleyici. - Kate is as charming as her sister.

O büyüleyici bir kadındır. - She is a charming woman.

charming
hoş
capturing
yakala(mak)
capturing
YAKALAYI$
charming
(sıfat) çekici, büyüleyici, cazibeli, sevimli, hoş, alımlı
charming
koru/büyüle/cezbet
charming
{s} çekici, hoş, sevimli, cana yakın
ألمانية - الإنجليزية
smiting
charming
enchanting
taking prisoner
taking captive
capturing
captivating