garaz

listen to the pronunciation of garaz
التركية - الإنجليزية
grudge
despite
bile
spite
animosity
ill will
spleen
garaz bağlamak/olmak
to hold a grudge against
garaz, garez
rancour, grudge, animosity, spite
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Zelillik
(Osmanlı Dönemi) Izdırab. Acı
(Osmanlı Dönemi) Ok atılan nişan
(Osmanlı Dönemi) (C: Ağraz) Maksat, niyet, gaye, kasıt. Kötü niyet. Kin
Birine karşı güdülen kötülük etme isteği, kin, düşmanlık
Birine karşı güdülen kötülük etme isteği, kin, düşmanlık: "Bağnaz, şu yahut bu düşünceye değil, düşünen kişiye, düşünmeye garazdır."- N. Ataç
Kin, düşmanlık
Hedef, amaç, maksat
(Osmanlı Dönemi) maksat, niyet, kasıt; kötü niyet ve kin
(Osmanlı Dönemi) BAHANE
الإنجليزية - التركية
garez