gıcık

listen to the pronunciation of gıcık
التركية - الإنجليزية
snappish
nerd
stinker
(Argo) bitchy
tickle

I've had a tickle in my throat since this morning. Have I really caught a cold? - Bu sabahtan beri boğazımda bir gıcık var. Gerçekten soğuk algınlığına mı yakalandım.

crabby
bloody-minded
killjoy
(deyim) have a frog in one's throat
(Argo) griefer
tickle in the throat
slang irritating, tiresome (person)
tickle (in one's throat); nerd, killjoy, disagreeable person; crabby, bloody-minded
sod
creep
pesky
allergy
bugger
(Tıp) tickling
gıcık etmek
annoy
gıcık etmek
(deyim) burn up
gıcık almak
(Argo) hate
gıcık etmek
(deyim) bug
gıcık etmek
(deyim) miff
gıcık etmek
rile
gıcık etmek
(deyim) nark
gıcık etmek
piss someone off
gıcık etmek
peeve
gıcık etmek
(deyim) tick off
gıcık olmak
become irritated
gıcık olmak
become peeved
gıcık tutmak
cough
gıcık vermek
tickle one's throat
gıcık almak
/dan/
gıcık bir şekilde
snappishly
gıcık duymak
to have a tickle in one's throat
gıcık duymak
have a tickle in one's throat
gıcık etmek
ruffle smb.'s temper
gıcık etmek
grate
gıcık etmek
to get (one's) goat, irritate
gıcık etmek
to put sb back up, to get sb back up, to get on sb's tits, to get, to grate (on sb), to peeve, to rile, to get on sb's nerves, to give sb the pip
gıcık etmek
irritate
gıcık herif
blighter
gıcık herif
sod
gıcık kapmak
be irritated by
gıcık olmak
to be irritated by (an action or a person)
gıcık olmak
to become irritated, to become peeved, to be allergic to sth
gıcık olmak
have down on smb
gıcık tip
ratbag
gıcık tutma
(Konuşma Dili) a coughing fit
gıcık tutmak
to have a tickle in one's throat
gıcık vermek
to tickle one's throat
gıcık vermek
1. (for something) to tickle (one's) throat. 2. to arouse (one's) jealousy
gıcık etmek
(deyim) wind up
gıcık etmek
ride
gıcık etmek
get on one's nerves
gıcık etmek
make sb sick
gıcık etmek
get on one's tits
gıcık etmek
give sb the shits
gıcık etmek
rattle
gıcık etmek
bugger about
kızdırmak, gıcık etmek
annoy, irritate
beni gıcık etti
he pissed me off
gıcık etmek
rub smb. up the wrong way
التركية - التركية
Beyaz renkli, dağlıç koyununa benzer vücut yapısında, kuyruğu son omurlara kadar yağ kitlesi ile kaplı ve bu sebeple alt kısmı yuvarlakça görünen, kaba, karışık yapağılı bir koyun türü
Boğazda duyulup aksırtan, öksürten yakıcı kaşıntı: "Bronşit filan desem öksürük değil, gıcık bile yok..."- S. M. Alus
Koyun yavrusu
Sözleriyle, davranışlarıyla karşısındakini kızdıran, sinirlendiren, sıkan (kimse)
çam kozalağı
Boğazda duyulup aksırtan, öksürten yakıcı kaşıntı
iç organlar
gıcık etmek
Sinirlendirmek, öfkelendirmek, kızdırmak
gıcık
المفضلات