güneşlenme

listen to the pronunciation of güneşlenme
التركية - الإنجليزية
insolation
sunbathing, sunbath
tanning
being spread in the sun to dry
sun bathing
sunbathing
güneşlenmek
{f} sunbathe

I wanted to sunbathe. - Güneşlenmek istiyordum.

güneşlenmek
{f} tan
güneşlenmek
sun

I wanted to sunbathe. - Güneşlenmek istiyordum.

güneşlenmek
sun oneself
Güneşlenmek
get a tan
güneşlenmek
to sunbathe, bask in the sun
güneşlenmek
to be spread in the sun to dry
güneşlenmek
to sunbathe, to sun oneself, to bask
güneşlenmek
bask
güneşlenmek
sun o.s
التركية - التركية
Güneşlenmek işi veya durumu
güneşlenmek
Güneş ışınlarından yararlanmak için kendini güneş altında bulundurmak: "Tam öğle vakitleri yüksek kaya yarığının dibinde toplanıyor, bir saat kadar güneşleniyorduk."- A. Gündüz
güneşlenmek
Güneş ışınlarından yararlanmak için kendini güneş altında bulundurmak
güneşlenme
المفضلات