görülebilir

listen to the pronunciation of görülebilir
التركية - الإنجليزية
can be seen

The tower can be seen from here. - Kule buradan görülebilir.

A full moon can be seen tonight. - Bu gece bir dolunay görülebilir.

discernible
distinguished
distinguishable
visible

The human eye is blind to nearly the entire electromagnetic spectrum, except for the very narrow range of light that falls in what we call the visible range. - İnsan gözü görülebilir aralık dediğimiz çok dar ışık aralığı hariç neredeyse tüm elektromanyetik spektrum için kördür,

That star is visible to the naked eye. - O yıldız çıplak gözle görülebilir.

visual
seeable
apparent
noticeable
perceptible
observable
discern
gözle görülebilir
visible
gözle görülebilir
macroscopic
gör
saw

I saw her somewhere two years ago. - Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.

I saw John at the library. - Kütüphanede John'u gördüm.

gör
{f} sighted
gör
{f} seeing

The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door. - Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.

I'm looking forward to seeing you this April. - Bu nisanda seni görmeye can atıyorum.

gör
see

Mary decided never to see him any more. - Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.

Love is seeing her in your dreams. - Aşk onu rüyalarında görmektir.

gör
{f} seen

I've never seen such a wonderful sunset. - Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.

I turned off the TV because I had seen the movie before. - Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım.

gör
{f} view

Their view of life may appear strange. - Onları hayat görüşü acayip görünebilir.

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

gör
catch sight of

He happened to catch sight of a rare butterfly. - Tesadüfen nadir bir kelebeği gördü.

gör
{f} sight

She stood astonished at the sight. - Görünüşte şaşırmış gibi duruyordu.

The sight of fresh lobster gave me an appetite. - Taze ıstakozun görünüşü iştahımı açtı.

gör
{f} viewing

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

mazur görülebilir
pardonable
mazur görülebilir
excusable
mazur görülebilir
justifiable
ألمانية - التركية

تعريف görülebilir في ألمانية التركية القاموس.

Gör
yumurcak, afacan (kiz)
Gör
(-e/) n l. kücük cocuk
السويدية - التركية

تعريف görülebilir في السويدية التركية القاموس.

Gör
hazırlayın
Gör
olun
Gör
yapın
Gör
yapık
gör
yapıyor
gör
kılan