الإنجليزية - التركية
تعريف full; unable to hold or contain any more في الإنجليزية التركية القاموس.
- saturated
- doymuş
Yüksek kolestrolüm var ve doymuş yağlardan kaçınmam gerekiyor.
-I have high cholesterol and I need to avoid saturated fats.
Buhar ısı uygulanmasıyla bir gaz formuna dönüştürülebilir sudur. Bu da, ya doymuş, kızdırılmış, kuru ya da ıslak olabilir.
-Steam is water changed to a gaseous form by the application of heat. It may be either saturated, superheated, dry or wet.
- saturated
- {s} (sıfat) doymuş (yağ vb.)
- saturated
- satüre edilmiş
- saturated
- {f} doyur
- saturated
- (Tıp) İşba edilmiş, mesamatı iyice dolmuş, meşbu, doymuş
- saturated
- doygun
- saturated
- Doymuş, doyma noktasına erişmiş
- saturated
- {s} canlı (renk)
- saturated
- ıslat/doyur
- saturated
- {s} koyu
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف full; unable to hold or contain any more في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- saturated
full; unable to hold or contain any more
الواصلة
full; un·a·ble to hold or con·tain a·ny moreالنطق
Resimler
المفضلات