O, fikrini ifade etmede geri kalmış.
 - She is backward in expressing her opinion.
O ülkenin geri kalmışlığı iyi bilinir.
 - The backwardness of that country is well known.
Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
 - Why is it easier to park the car backwards than forwards?
Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.
 - Tom bends over backwards to please Mary.
Belki bütün bunu tersine yapıyoruz.
 - Maybe we're doing this all backwards.