figuratively; used as an intensifier: really, very

listen to the pronunciation of figuratively; used as an intensifier: really, very
الإنجليزية - التركية

تعريف figuratively; used as an intensifier: really, very في الإنجليزية التركية القاموس.

literally
harfi harfine

Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir. - Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.

Metni harfi harfine çevirdi. - She translated the text literally.

literally
motomot

Motomot -kelime kelime çevirmek, çevirideki en yaygın hatalardan biridir. - One of the most widespread errors in translating is to translate too literally – word by word.

literally
tam

Berbat safra kesesi ameliyatından sonra, hasta hem mecazi olarak hem de kelimenin tam anlamıyla, safra ile doluydu. - After the botched gallbladder surgery, the patient was filled with bile, both figuratively and literally.

Şehir varlığını tam anlamıyla Mussolini'ye mi borçlu? - Does the city literally owe its existence to Mussolini?

literally
asıl itibariyle
literally
kelime kelime
literally
harfiyen

Barbie bebeğine benzemek Mary'nin en büyük dileğiydi. Kötü cin bu dileği çok harfiyen yorumladı. - It was Mary's greatest wish to look just like her Barbie doll. The evil genie interpreted this wish too literally.

Onun görüşlerini harfiyen almayın. - Don't take his remarks too literally.

literally
düz olarak
literally
abartmasız

Bu abartmasız ve mecazi olarak harikulade. - This is literally and figuratively out of this world.

literally
kelimesi kelimesine

Ben İngilizceden Japoncaya kelimesi kelimesine tercüme yapmadım. - I didn't literally translate from English into Japanese.

literally
genel anlamıyla
literally
gerçekten

O gerçekten hayatımı mahvedebilir. - That could literally ruin my life.

Canavarın gerçekten kafasının arkasında gözleri vardı. Bu gerçekten ürperticiydi! - The monster literally had eyes in the back of its head. It was really creepy!

literally
tam olarak

Dedektif olay hakkında binlerce insanı tam olarak sorguladı. - The detective questioned literally thousands of people about the incident.

Sos yapmak tam olarak bir dakika sürer. - It takes literally a minute to make the sauce.

literally
düz/tam olarak
literally
(zarf) harfi harfine
الإنجليزية - الإنجليزية
literally

You literally become the ball in a tennis match, you become the report that you are working on.

figuratively; used as an intensifier: really, very
المفضلات