İşini yarım bitmiş bırakma.
- Don't leave your work half finished.
Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır.
- This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.
Çalışmanın Tom'a ait bölümü tamamlanmış değil.
- Tom's part of the work isn't finished.
Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.
- They finished eighty miles' journey.
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
- Tom finished eating all the ice cream that was in the freezer.
Araştırma tamamlandı mı?
- The research is finished?
İşim zaten 15 Ocak'ta tamamlandı.
- My work was already finished on January 15th.
Ev ödevi bitirildikten sonra, Tom yatmaya gitti.
- His homework having been finished, Tom went to bed.
İşin dörtte üçü bitirildi.
- Three-quarters of the work was finished.
Resim onun tarafından zaten bitirilmişti.
- The picture has already been finished by him.
İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
- Having finished my work, I left the office.
Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
- Ann has just finished writing her report.
Yolculuk için hazırlıklarını tamamladın mı?
- Have you finished your preparations for the trip?
Neredeyse hazır mısın?
- Are you almost finished?
Taro, the supper is ready!
- Taro, das Abendessen ist fertig!
Dinner is ready, Father.
- Das Abendessen ist fertig, Vater.
On your mark! Get set! Go!
- Achtung, fertig, los!
On your mark, get set, go!
- Auf die Plätze, fertig, los!