fedakarlık

listen to the pronunciation of fedakarlık
التركية - الإنجليزية
self sacrifice
sacrifice

We've got to make sacrifices. - Fedakârlıklar yapmak zorundayız.

We've both made sacrifices. - Her ikimiz de fedakârlıklar yaptık.

self-devotion
self abandonment
unselfishness
self-sacrifice, sacrifice, altruism
abnegation
self-abnegation
devotion

Perpetual devotion to what a man calls his business, is only to be sustained by perpetual neglect of many other things. - kendi işini sürekli fedakarlık olarak tanımlayan biri, sadece diğer bir çok şeyi ihmal ederek sürdürülebilir.

generosity
self-sacrifice
selfsacrifice
self abnegation
self devotion
selfdenial
fedakâr
self-sacrificing
fedakarlık etmek
make self-sacrifice
fedakârlık yapmak
make a sacrifice of
fedakar
altruistic
fedakâr
unselfish
fedakar
renunciative
fedakar
self-abnegating
fedakar
renunciant
fedakar
altruism
fedakâr
altruistic
fedakarlık yapmak
make a sacrifice
fedakarlık yapmak
sacrifice one's interest
fedakâr
devoted

Fadil and Layla were both very devoted parents. - Fadıl ve Leyla'nın ikisi de çok fedakar anne babalardı.

Tom and Mary are devoted parents. - Tom ve Mary fedakâr ebeveynlerdir.

fedakâr
self-sacrificing, self-denying
fedakâr
self sacrificing
fedakâr
self denying
fedakâr
self-sacrificing, self-denying, selfless, generous
fedakâr
self-forgetful
fedakâr
self forgetful
fedakâr
altruism
karşılıklı fedakârlık
give and take
karşılıklı fedakârlık
give-and-take
التركية - التركية
Özveri
Özveri: "Elimi öpme fedakârlığına teyzesinin hatırı için razı olmuştu."- R. N. Güntekin
FEDAKÂR
(Osmanlı Dönemi) f. Her türlü zahmetlere göğüs gererek dâvası uğruna sebat eden
fedakar
Özverili: "Senin genç, temiz ve fedakâr ruhunu bu felaketten esirgemek isterim."- H. C. Yalçın
fedakar
Özverili
fedakâr
(Osmanlı Dönemi) fedâ eden, kıymet ve ehemmiyet verilen bir şey uğrunda her şeyi gözden çıkaran
الإنجليزية - التركية

تعريف fedakarlık في الإنجليزية التركية القاموس.

fedakarlık etmek
to make sacrifices (for the sake of something/someone)
fedakarlık
المفضلات