fazit

listen to the pronunciation of fazit
ألمانية - التركية
[das] sonuç
Fazit ziehen
sonuç çıkarmak
الإنجليزية - التركية

تعريف fazit في الإنجليزية التركية القاموس.

conclusion
{i} netice

Aynı neticeye vardım. - I've come to the same conclusion.

conclusion
{i} karar

O, benim değil senin kararın. - That's your conclusion, not mine.

Tom ve Bill birbirlerinden bağımsız olarak karara vardılar. - Tom and Bill arrived at the conclusion independently of each other.

bottom line
alt çizgi

Sanırım alt çizgi budur. - I think that's the bottom line.

conclusion
(Kanun) inikat
bottom line
sonuç
conclusion
son

Seni bu sonuca götüren nedir? - What led you to this conclusion?

Bir çalışma ile ulaşılan sonuç ayaklarının pis koktuğunu düşünen insanların kötü kokan ayakları vardır; ayaklarının kötü kokmadığını düşünen insanların yoktur. - The conclusion reached by a study is People who think their feet are smelly, have smelly feet; people who think they aren't, don't.

conclusion
bitim
conclusion
anlaşma
conclusion
yargı

Anlamadan yargıda bulunuyorsun. - You're jumping to conclusions.

Anlamadan yargıda bulunmak istemiyorum. - I don't want to jump to conclusions.

bottom line
Kâr ve zarar tablosunda son satır olarak kaydedilen, firmanın kâr veya zararı
bottom line
Son karar, son söz
bottom line
1. Bir hesap cetveli ya da bilançoda son satırdaki yekün/toplam.2. İşin özü, sözün özü, sonuç
conclusion
ceza
conclusion
{i} son, nihayet
conclusion
vargı
conclusion
try conclusions with bir kimse ile yarışma
conclusion
son söz olarak