faturalı

listen to the pronunciation of faturalı
التركية - الإنجليزية
having an invoice/bill; having a rabbet
(Ticaret) invoice
having a rabbet
fatura
bill

There's a mistake in the bill. - Faturada bir hata var.

Hey! Scott! Pay my bill! - Hey! Scott! Faturamı öde!

fatura
invoice

I am sending the invoice by fax. - Faturayı faksla gönderiyorum.

Sami has thirty days to pay the invoice. - Faturayı ödemek için Sami'nin otuz günü var.

faturalı matkap
stop drill
fatura
billing

He gave us an explanation about the new billing system. - O bize yeni bir faturalama sistemi hakkında bir açıklama yaptı.

fatura
(Ticaret) score
fatura
receipt

I keep all my telephone receipts in this box. - Tüm telefon faturalarımı bu kutuda saklıyorum.

Can I have a receipt, please? - Fatura alabilir miyim, lütfen?

fatura
(Ticaret) check
fatura
rebate
fatura
(Kanun) voucher
fatura
(Askeri,Ticaret) bill of parcels
fatura
rabbet
fatura
bill of sale
fatura
ınvoice

I am sending the invoice by fax. - Faturayı faksla gönderiyorum.

Sami has thirty days to pay the invoice. - Faturayı ödemek için Sami'nin otuz günü var.

fatura
note
fatura
invoice, receipt, bill; rabbet
التركية - التركية
Faturası olan
faturalı yaşam
Yapılan alışverişte fatura alma alışkanlığı
Fatura
(Hukuk) FAKTURA
fatura
Satılan bir malın cinsini, miktarını ve fiyatını bildirmek için satıcının alıcıya verdiği hesap pusulası: "O hengâmede, lokantanın faturası da ödenmemiş tabii..."- Ç. Altan
fatura
Satılan bir malın cinsini, miktarını ve fiyatını bildirmek için satıcının alıcıya verdiği hesap pusulası