Bu adamların nasıl hayatta kaldıklarını görmek oldukça etkileyiciydi.
- It was quite fascinating to see how these men were surviving.
Küresel ısınma hakkında söylediklerini etkileyici buldum.
- I found it fascinating what you were saying about global warming.
Gerçekten bu kadar çekici miyim?
- Am I really that fascinating?
Bu çok ilginç bir makale.
- This is a fascinating article.
O, onun güzelliği ile büyülendi.
- He was fascinated with her beauty.
Kediler tarafından büyülendim.
- I'm fascinated by cats.
... fascinating an amazing job. ...
... And then the other fascinating about that story ...