faizsiz

listen to the pronunciation of faizsiz
التركية - الإنجليزية
flat
passive
interest-free; (bank account) which does not yield interest
interest-free
(Ticaret) interest free
faiz
interest

The loan bears an 8% interest. - Kredinin %8 faizi vardır.

A bank lends us money at interest. - Bir banka bize faizle ödünç para verir.

faiz
usury
faiz
(Latin) usurae
faiz
return
faiz
in faizi compound interest
faiz
flat
التركية - التركية
Faizi olmayan (para)
Faizi olmayan
FAİZ
(Hukuk) Alacaklının borçlusundan istemeye hakkı olduğu karşılık, faiz asıl alacağa bağlı ikincil bir haktır
FAİZ
(Osmanlı Dönemi) (Fevz. den) Dilediğine eren. Başaran. Korktuğundan kurtulan. Üstün gelen. Necat bulan
FAİZ
(Osmanlı Dönemi) Kapının üstündeki eşik
Faiz
repo
Faiz
(Osmanlı Dönemi) NEMA
Faiz
getiri
Fâiz
(Osmanlı Dönemi) RİBH
faiz
Kapının üst eşiği
faiz
ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr
faiz
Kapitalist ekonomide, artık değerin değişikliğe uğramış biçimi olarak paranın fiyatı, kiralanan paranın kira bedeli
faiz
İşletmek için bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr, getiri, ürem, nema
fâiz
(Osmanlı Dönemi) ribâ