التركية - الإنجليزية
تعريف fıçıları في التركية الإنجليزية القاموس.
- fıçı
- barrel
- fıçı
- drum
- fıçı
- {i} keg
We'll get a keg of beer for the party.
-Parti için bir fıçı bira alacağız.
Would you help me move these beer kegs.
-Bu bira fıçılarını taşımama yardım eder misin?
- fıçı
- {i} cask
- fıçı
- vat
What if we all are brains in vats and every sensory perception is illusionary?
-Ya hepimiz fıçılardaki beyinlersek ve bütün duyusal algılar yanılsamaysa?
- fıçı
- vessel
Empty vessels make the most sound.
-Boş fıçılar en çok ses çıkarırlar.
- fıçı
- cistern
- fıçı
- tray
- fıçı
- {i} wood
- fıçı
- tierce
- fıçı
- butt
- fıçı
- v a t
- fıçı
- barrel, cask, butt
- fıçı
- barrel, cask, keg
- fıçı
- barrelled [Brit.]
- fıçı
- barreled
- fıçı
- tub
- fıçı
- (içki) tap
- fıçı
- tun
- fıçı
- hogshead
Tom, stubborn as he was, refused to change to the sensible metric system, preferring to measure volume in hogsheads instead.
-Tom, inatçı olmasına rağmen, büyük fıçı ölçü birimi yerine, mantıklı olan metrik sistemi değiştirmeyi reddediyordu.
- fıçı
- {s} barrelled
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف fıçıları في التركية التركية القاموس.
- Fıçı
- kofil
- Fıçı
- boduç
- fıçı
- Karnı şiş, altı düz su kabı
- fıçı
- Bir araya getirilerek çemberlerle tutturulmuş ensiz tahtalardan yapılan, yuvarlak, karnı şişkin ve altı üstü düz kap: "Su, kocaman fıçılara doldurulup arabalarla Beykoz'a getirilir."- S. Birsel
- fıçı
- Bir fıçının alabildiği ölçü
- fıçı
- Bir araya getirilerek çemberlerle tutturulmuş ensiz tahtalardan yapılan, yuvarlak, karnı şişkin ve altı üstü düz kap
المصطلحات ذات الصلة
fıçıları
الواصلة
fı·çı·la·rıResimler
السابق
المفضلات