ezici

listen to the pronunciation of ezici
التركية - الإنجليزية
crushing
(Hukuk) overwhelming

Anne was the victim of an overwhelming attack of stage fright. - Anne ezici bir sahne korkusu saldırısının kurbanıydı.

An overwhelming majority voted to abolish the brutal punishment. - Ezici bir çoğunluk acımasız cezanın kaldırılması için oy kullandı.

breaker
vexatious
shattering
whelming
pounder
crusher
crushing, overwhelming (majority)
devastating
damning
oppressive
crushing; overwhelming, oppressive; breaker
(one) who crushes or squashes (fruit)
sweeping
masher
crushing, depressing
trenchant
{s} overbearing
steamroller
ezici bir yenilgiye uğratmak
swamp
ezici bir üstünlükle
overwhelmingly
ezici güç
(Askeri) juggernaut
ezici çogunluk
overwhelming majority
ezici çoğunluk
vast majority
ezici bir şekilde
sweepingly
ezici bir şekilde
damningly
ezici güç
penetrating power
ezici siyasi zafer
landslide victory
sebze ezici
vegetables overwhelming
patates ezici
(Gıda) patato masher
التركية - التركية
Üstün, yok eden, ağır basan
Yıpratıcı, bunaltıcı, sıkıntılı: "Hep ağır, ezici, sıkıntılı şeyler düşündükleri belliydi."- S. F. Abasıyanık
Yıpratıcı, bunaltıcı, sıkıntılı
Ezme işini yapan kimse veya şey. Üstün, yok eden, ağır basan
Ezme işini yapan
kahir
ezici
المفضلات