enter upon an activity or enterprise

listen to the pronunciation of enter upon an activity or enterprise
الإنجليزية - التركية

تعريف enter upon an activity or enterprise في الإنجليزية التركية القاموس.

attempt
{f} girişimde bulunmak
attempt
kalkışmak
attempt
{i} girişim

Tom ve Mary John'u öldürme girişiminde bulundular. - Tom and Mary attempted to murder John.

Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu. - Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.

attempt
teşebbüs

O, intihar teşebbüsünde bulundu. - He attempted suicide.

Ona teşebbüs edemeyecek kadar çok korkaktır. - He is too much of a coward to attempt it.

attempt
teşebbüste bulunmak
attempt
kıyam
attempt
girişmek

Dan soyguna girişmek istedi. - Dan wanted to attempt the robbery.

attempt
denemek
attempt
yeltenmek
attempt
{f} çalış

Tom Mary'yi onunla birlikte kiliseye gitmek için ikna etmeye çalıştı. - Tom attempted to persuade Mary to go to church with him.

Nehri yüzerek geçmeye çalıştı. - He attempted to swim across the river.

attempt
çalışmak
attempt
deneme

İlk denememde başarılı oldum. - I succeeded in my first attempt.

Adamın sigarayı bırakmak için yaptığı üçüncü deneme başarısızlıkla son buldu. - The man's third attempt to stop smoking ended in failure.

attempt
(fiil) kalkışmak, yeltenmek, girişimde bulunmak, teşebbüs etmek, denemek
attempt
(Mukavele) teşebbüs, girişim; teşebbüs etmek, girişimde bulunmak
attempt
(Askeri) TEŞEBBÜS ETMEK; GİRİŞİM
attempt
(isim) kalkışma, yeltenme, girişim, teşebbüs
الإنجليزية - الإنجليزية
attempt
set about
undertake
enter upon an activity or enterprise

    الواصلة

    en·ter up·on an ac·ti·vi·ty or en·ter·prise

    التركية النطق

    entır ıpän ın äktîvıti ır entırprayz

    النطق

    /ˈentər əˈpän ən akˈtəvətē ər ˈentərˌprīz/ /ˈɛntɜr əˈpɑːn ən ækˈtɪvətiː ɜr ˈɛntɜrˌpraɪz/
المفضلات