ecel

listen to the pronunciation of ecel
التركية - الإنجليزية
time of death
(Kanun) dies
death
fate
the other end of the road
time of death, death
ending
ecel teri dökmek
be in mortal fear
ecel teri dökmek
in mortal fear
Ecel gelince başa baş ağrısı bahane
(Atasözü) Death is a debt to pay, the cause is meaningless
ecel teri
of sweat
ecel beşiği
1. cradle; boatswain's chair. 2. deathtrap, unsafe conveyance. 3. dangerous crossing or pass
ecel teri dökmek
to fear for one's life
ecel terleri dökmek
sweat blood
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) İleride olacağı şüphesiz olan
(Osmanlı Dönemi) Her mahlukun ve canlının Allah tarafından takdir edilen ölüm vakti. Âhirete göç etmek
(Osmanlı Dönemi) Allah'ın takdir ettiği ömür
Hayatın sonu, ölüm zamanı
(Osmanlı Dönemi) her mahlukun ve canlının Allah tarafından takdir edilen ölüm vakti
(Osmanlı Dönemi) VA'DE
ecel beşiği
Çok tehlikeli taşıt veya geçit
ecel teri
"Çok korkmak, çok sıkılmak veya bunalım geçirmek, ölüm duygusuna kapılmak" anlamında ecel teri (veya terleri) dökmek deyiminde geçer
ecel
المفضلات