eğilir

listen to the pronunciation of eğilir
التركية - الإنجليزية
flexible, limber
willowy
limber
flexible
bendable
(Bilgisayar) skew
{f} tilt

The Earth is tilted at an angle of 23.4 degrees. - Dünya 23.4 derecelik bir açıyla eğilimlidir.

The spiral galaxy closest to our Milky Way galaxy is Andromeda. Andromeda is over 2 million light-years away. Its central bulge and spiral arms are tilted toward us at a 15 degree angle. - Samanyolu galaksimize en yakın sarmal gökada Andromeda'dır. Andromeda 2 milyondan fazla ışık yılı uzaklıktadır. Onun orta çıkıntısı ve spiral kolları 15 derecelik açıyla bize doğru eğiktir.

incline

He is inclined to be lazy. - O tembel olmaya eğimlidir.

He is inclined to get mad. - O, kızmaya eğilimlidir.

{f} leaning

The box is leaning to one side. - Kutu bir tarafa doğru eğik.

Tom was leaning on the fence. - Tom çitin üzerine eğiliyordu.

{f} curve

You're on top of the bell curve. - Sen çan eğrisinin tepesindesin.

The road curves gently toward the lake. - Yol göle doğru hafifçe eğilimlidir.

{f} hog
{f} tilted

She stood silently, her head tilted slightly to one side. - Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.

The Earth is tilted at an angle of 23.4 degrees. - Dünya 23.4 derecelik bir açıyla eğilimlidir.

{f} curving
{f} inclined

Don't take it literally. He is inclined to exaggerate. - Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.

The agitator is inclined to exaggerate trivial matters. - Tahrikçi önemsiz konuları abartma eğilimindedir.

Ağaç yaş iken eğilir
(Atasözü) You can't teach an old dog a new trick
curved
Ağaç yaşken eğilir
You can't teach an old dog new tricks
ağaç yaş/taze iken eğilir
(Atasözü) Train a child while his mind is pliant
hunch
التركية - التركية

تعريف eğilir في التركية التركية القاموس.

Bıçak, orak gibi araçları bilemeye yarayan araç
eğilir
المفضلات