التركية - الإنجليزية
تعريف duyan في التركية الإنجليزية القاموس.
- audient
- A hearer; especially, a catechumen in the early Church
- Listening, paying attention
- Listening; paying attention; as, audient souls
- A hearer; especially a catechumen in the early church
- duyan kimse
- hearer
- duy
- heard
Never have I heard anyone say a thing like that.
-Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.
Nobody but John has heard of it.
-John'dan başka hiç kimse onu duymadı.
- duy
- (Elektrik, Elektronik) lamp base
- duy
- lamp socket
- marazi şeylere ilgi duyan
- morbid
- duy
- point
We'd all be interested in your point of view.
-Bakış açına hepimiz ilgi duyardık.
- duy
- female connector
- Duy
- light socket
- utanç duyan
- ashamed
- antipati duyan
- antipathetical
- antipati duyan
- antipathetic
- birçok şeye ilgi duyan adam
- man of wide interests
- duy
- snout
- duy
- receptacle
- duy
- socket
- duy
- (electric light) socket
- duy
- holder
- gurur duyan
- proud of
- herkese sempati duyan
- bleeding-heart
- herkese sempati duyan
- a bleeding heart
- kamera veya objektif karşısında rahatsızlık duyan
- camera shy
- karşı cinse ilgi duyan
- straight
- karşı cinse ilgi duyan kimse
- hetero
- karşı cinse ilgi duyan kimse
- heterosexual
- kendisiyle gurur duyan
- smug
- pişmanlık duyan
- repentant
- sempati duyan kimse
- sympathizer
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف duyan في التركية التركية القاموس.
- duy
- Elektrik ampulünün takıldığı yivli yer
- duy
- Elektrik ampulünün takıldığı bakır veya pirinçten yivli yer
المصطلحات ذات الصلة
duyan
الواصلة
du·yanالنطق
Resimler
المفضلات