التركية - الإنجليزية
تعريف duman في التركية الإنجليزية القاموس.
- {i} fume
Toxic fumes of bromine can damage one's lungs.
-Brom Zehirli dumanı kişinin ciğerlerine zarar verebilir.
- smoke
There is no fire without smoke.
-Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Where there's smoke there's fire.
-Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- smog
- {a} hashish
- smokes
- fogginess
- vapor
- hash
- lunt
- soot
- slang bad, hopeless (state, condition)
- fog, mist, haze
- opacity (in the eye)
- fumes
- slang useless; uselessly
- slang gullible
- smoke; fumes
- slang hashish
- fog
- slang timid, easily frightened
- mist
- smoke, fume; mist, haze; hash, hashish
- mistiness
- haze
- kapnos
- gauze
- duman tabakası
- smoke
- duman attırmak
- (deyim) scare half to death
- duman attırmak
- whitewash
- duman attırmak
- intimidate
- duman ağacı
- (Botanik, Bitkibilim) rhus cotinus
- duman bacası
- chimney
- duman bulutu
- plume
- duman gibi
- smoky
- duman rengi
- smoke-colored
- duman rengi
- smoke
- duman testi
- smoke test
- duman tütmek
- smoke
- duman yoğunluğu
- smoke density
- duman çekmek (sigaradan)
- draw on
- duman çıkarmayan
- smokeless
- duman ölçer
- (Çevre) smokemeter
- duman-sis
- (Meteoroloji) smog
- duman çıkma
- smoke
- duman alarm cihazı
- smoke alarm device
- duman alarmı
- smoke alarm
- duman almak
- take a smoke
- duman almak
- 1. (for a place) to be covered with mist or fog. 2. to drag on, take a puff or pull of (a cigarette)
- duman altı olmak
- to get potted from the smoke of hashish (in a closed place)
- duman attırmak
- to whitewash
- duman attırmak
- slang 1. to intimidate. 2. to be much better than
- duman bombası
- smoke bomb
How many smoke bombs still have to be thrown until the government actually succeeds in covering up the scandal?
-Hükümet aslında skandalı örtbas etmede başarılı oluncaya kadar hâlâ kaç tane duman bombası atılmak zorunda?
- duman bombası
- smoke ball
- duman boruları
- smoke-lubes
- duman borulu kazan
- fire-tube boiler
- duman borulu kazan
- smoke tube boiler
- duman borusu
- flue
- duman borusu
- (İnşaat) smoke pipe
- duman borusu
- stove tube
- duman borusu
- (İnşaat,Teknik) smoke tube
- duman dağılımı
- plume dispersal
- duman deflektörü
- blinker plate
- duman deliği
- smoke-hole
- duman denemesi
- smoke test
- duman etmek
- slang 1. to break (something) up, spoil. 2. to defeat
- duman etmek
- to defeat (completely)
- duman fişeği
- (Askeri) smoke cartridge
- duman gazı
- flue gas
- duman göstergesi
- smoke periscope
- duman göstergesi
- smoke indicator
- duman hasarı
- (Ticaret) damage by smoke
- duman haznesi
- smoke reservoir
- duman izi (uçaktan çıkan)
- (İnşaat) contrail
- duman işareti
- smoke signal
- duman kanalı
- smoke flue
- duman kaplı
- smoke-filled
- duman kesici
- (İnşaat) smoke preventer
- duman kirlilik bölgesi
- (Çevre) smoke pollution area
- duman kutusu
- smoke-box
- duman kümesi
- a puff of smoke
- duman lekesi
- smudge
- duman maskesi
- smoke mask
- duman maskesi
- smoke helmet
- duman olmak
- slang 1. /işi or durumu/ (for one's work or a situation) to hit rock bottom, become very bad. 2. to disappear, get lost
- duman olmak
- to go up in smoke
- duman opaklığı
- smoke obscuration
- duman perdesi
- smoke screen
- duman rengi
- smoky
- duman sandığı
- smoke box
- duman sandığı
- (Tıp,Teknik) fume cupboard
- duman sayısı
- smoke number
- duman sensör
- fog sensor
- duman solunması
- (Tıp) smoke inhalation
- duman sınırlayıcı
- smoke limiter
- duman sızmak
- give off smoke
- duman sızmak
- emit smoke
- duman sızıntısı
- smoke leakage
- duman tahliye kanalı
- smoke flue
- duman veya kurum dolu
- fuliginous
- duman yapmak
- slang to win a lot at gambling with a small stake, make a killing
- duman yapmak
- smoke out
- duman yayımı
- fume emission
- duman yolu
- flue
- duman çöküşü
- (Meteoroloji) fumigation
- duman çıkaran
- smoky
- duman çıkaran
- smoking
- duman çıkarmak
- to fume
- duman çıkarmak
- fume
- duman üflemek
- blow smoke
- duman üreten mühimmat
- (Askeri) pyrotechnic charge
- kahverengi duman
- (Coğrafya) brown smoke
- kuru duman
- (Meteoroloji) haze
- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz
- (Atasözü) There's no smoke without fire
- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz
- (Atasözü) Where there's smoke, there's fire
- darma duman
- blow
- kesif duman
- dense smoke
- alev-duman borulu kazan
- fire tube boiler
- ateş olmayan yerden duman çıkmaz
- (Atasözü) Where there is smoke there is fire
- ateşe vursan duman vermez
- (Konuşma Dili) He is remarkably stingy
- baca duman yolu
- breeching
- boğucu duman
- smother
- buzlu duman
- (Meteoroloji) frost smoke
- halka şeklinde duman
- wreath
- işi duman olmak
- slang to be in the soup, be in trouble
- jet duman izi
- contrail
- kör duman
- very thick fog
- pis kokulu duman
- fume
- siyah duman
- (Çevre) black smoke
- toz duman içinde kalmak
- to be covered by a thick cloud of dust
- yoğun duman
- smother
- zehirli duman
- toxic fume
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف duman في التركية التركية القاموس.
- Esrar
- Bir maddenin yanması ile oluşan koyu renkli, uçucu, parçacık, buhar ve gaz karışımı
- Bir renk adı
- Kötü, yaman
- Havalanan tozların veya sisin havada oluşturduğu bulanıklık
- Bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan kara veya esmer renkli gaz
- Nezle
- Bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan kara veya esmer renkli gaz: "Emin ol ki her sigara yakışta / Daha duman tüter tütmez ordayım."- B. S. Erdoğan
- Havalanan tozların veya sisin oluşturduğu bulanıklık: "Köyünün üstüne boz bir duman çökmüştü."- Y. Kemal
- is
- tütün
- pus
- (Osmanlı Dönemi) ACAC
- duhan
- dü
- (Osmanlı Dönemi) DUBAN
- duman rengi
- Bu renkte olan
- duman rengi
- Koyu kül rengi, füme
- işi duman
- İşi ve durumu kötü
- kör duman
- Çok yoğun sis
- toz duman
- Yerden kalkarak havayı kaplayan yoğun toz