Ben yararlı bir şeyler yapmak istiyorum.
 - I want to do something useful.
Tom'a yardım etmek için bir şeyler yapmak zorundayım.
 - I have to do something to help Tom.
O, yankesicilik eyleminde yakalandı.
 - He was caught in the act of pickpocketing.
Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.
 - So far, your action seems completely groundless.
Kendimizi niyetimizle başkalarını ise davranışlarıyla yargılarız.
 - We judge ourselves by our intentions and others by their actions.
O cesur görünüyor fakat o sadece bir davranış.
 - He appears brave, but it's just an act.
Newton'un üçüncü hareket kanununa göre her eylemin eşit ve zıt tepkisi vardır.
 - According to Newton's Third Law of Motion Every action has an equal and opposite reaction.
İşe git, çocuklarını okula gönder. Modayı takip et, normal hareket et, kaldırımda yürü, televizyon izle. Yaşlılığın için para biriktir. Kanunlara uy. Benimle birlikte tekrarla: Ben özgürüm.
 - Go to work, send your kids to school. Follow fashion, act normal, walk on the pavements, watch TV. Save for your old age. Obey the law. Repeat with me: I am free.
Onlardan biri bir aktör, birini öldürme numarası yapacak.
 - One of them is an actor, who is going to pretend to murder someone.
Dan hasta numarası yapmadı bile.
 - Dan didn't even act sick.
Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
 - We'll do it when we have time.
Onu kendin mi yaptın?
 - Did you do it by yourself?
Avukat müvekkilinin yasal yollara başvurmasını tavsiye etti.
 - The lawyer recommended his client to take legal action.
Tom deniz evinin yasa dışı eylemler için kullanıldığını bilmediğini iddia etti.
 - Tom claimed that he didn't know his beach house was being used for illegal activities.
Bir aktörmüş gibi davranmak istiyorum.
 - I wish to pretend to be an actor.
Son günlerde tuhaf davranmaktaydı.
 - She's been acting odd lately.
Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.
 - The actress fell backward over the stage.
Jane öğrencilerin sahnede iyi rol yaptıklarını gördü.
 - Jane saw the students acting well on the stage.
Tüm yapmanız gereken elinizden geleni yapmaktır.
 - All you have to do is to do your best.
Gerçekten onu yapmanız gerekiyor mu?
 - Do you really need to do that?
Filmde oynamak ister misin?
 - Do you want to act in a movie?
He was upstairs doing it with her.
A green shirt with orange slacks really doesn’t do it for me, I’m afraid.
... Manhattan or something. ...
... some plans or consultants involved or something? ...