Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
 - Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
Ölüm hayatın tamamlayıcı bir parçasıdır.
 - Death is an integral part of life.
İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
 - I visited many parts of England.
Bu teori üç kısımdan oluşur.
 - This theory consists of three parts.
Parti Mac tarafından organize edildi.
 - The party was organized by Mac.
Onların tarafında bir hataydı.
 - It was a mistake on their part.
Tom onun kısmen hatası olduğunu kabul etti.
 - Tom admitted that it was partially his fault.
Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.
 - I partly agree with you.
Yarın partiye gelecekmisin?
 - Will you come to the party tomorrow?
Yarın akşam bir partimiz var.
 - We have a party tomorrow evening.
Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum.
 - I try to do my part to help the community.
Tom zaten görevini yaptı.
 - Tom has already done his part.
Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
 - The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
 - Who was at the party beside Jack and Mary?
Ölüm bizi ayırana kadar iyi ve kötü günde seni seveceğim.
 - I will love you for better for worse till death us do part.
İş ortakları olarak on yıl sonra, yollarını ayırmaya karar verdiler.
 - After ten years as business partners, they decided to part ways.
O, evinden ayrılmak zorunda kaldı.
 - He had to part with his house.
Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu.
 - No one was in a hurry to leave the party.