dikişler

listen to the pronunciation of dikişler
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) stitches

I think Tom needs stitches. - Sanırım Tom'un dikişlere ihtiyacı var.

Am I going to need stitches? - Dikişlere ihtiyacım olacak mı?

seams

My jeans ripped at the seams. - Kot pantolonumun dikişleri yırtıldı.

chainstitch
dikiş
{i} stitching
dikiş
{i} stitch

I think Tom needs stitches. - Sanırım Tom'un dikişlere ihtiyacı var.

She needed five stitches. - Ona beş dikiş atıldı.

dikiş
{i} seam

My jeans ripped at the seams. - Kot pantolonumun dikişleri yırtıldı.

dikiş
{i} sewing

I bought a new sewing machine. - Ben, yeni bir dikiş makinesi satın aldım.

Sewing is manual work. - Dikiş elle yapılan iştir.

dikiş
seal
dikiş
rip

My jeans ripped at the seams. - Kot pantolonumun dikişleri yırtıldı.

dikiş
{i} suture
dikiş
{i} suturing
dikiş
needlework
dikiş
surg. stitch, suture
dikiş
sewing, stitching; seam; suture
dikiş
a gulp
التركية - التركية

تعريف dikişler في التركية التركية القاموس.

dikiş
Dikilecek şey
dikiş
Dikme işi
dikiş
Giysi dikme işi, terzilik: "Başkalarının dikişi görünüşte bizimkinden ayırt edilmez gibidir."- R. N. Güntekin
dikiş
Dikme biçimi
dikiş
Giysi üzerinde gözle görülen dikilmiş iplik yolu
dikiş
Dikilen yer
dikiş
Dikme biçimi: "Aralarında görüşmeye başlar başlamaz da hemen kumaş, terzi, dikiş, moda kelimeleri geçerdi."- A. Ş. Hisar
dikiş
Dikilecek şey: "Yanında demir bir bahçe iskemlesi, üstünde bir dikiş."- M. Ş. Esendal
dikiş
Giysi dikme işi, terzilik
dikiş
Dikme işi: "Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu."- R. H. Karay
dikişler
المفضلات