dişsiz

listen to the pronunciation of dişsiz
التركية - الإنجليزية
{s} toothless

Mary's grandmother is toothless. - Mary'nin büyükannesi dişsizdir.

I cannot chew anything. I am toothless. - Hiçbir şey çiğneyemiyorum. Ben dişsizim.

toothless; unserrated
unserrated, smooth
edentate
(Denizbilim) edentulous
diş
tooth

Tom asked Mary to pick up some toothpaste and some toilet paper at the supermarket. - Tom Mary'in markette biraz diş macunu ve biraz tuvalet kağıdı almasını istedi.

I had a toothache yesterday. - Dün bir dişim ağrıyordu.

diş
dental

When was your most recent dental appointment? - En son diş randevun ne zamandı?

Use dental floss after each meal. - Her yemekten sonra diş ipi kullanın.

dişsiz memeli
edentate
dişsiz memelilerle ilgili
edentate
diş
teeth

Brush your teeth twice a day at least. - Dişlerini günde en az iki kez fırçala.

Brush your teeth after every meal. - Her yemekten sonra dişlerini fırçala.

diş
clove

Is eating a clove of garlic every day beneficial to your health? - Her gün bir diş sarımsak yemek sağlığınız için yararlı mıdır?

diş
odontic
diş
exterior
diş
thread
diş
(Otomotiv) periphery
diş
ambient
diş
tread
diş
outside
diş
rib
diş
tine
diş
cog
diş
joggle
diş
tines
diş
tooth; tusk; cog; screw thread; clove; dental
diş
thread (of a screw)
diş
cog (of a wheel)
diş
head (of cloves)
diş
slang dope, hashish
diş
knurl
diş
jag
diş
clove (of a garlic)
diş
notch
diş
dent

You ought to see a dentist. - Bir diş hekimini ziyaret etmen gerekiyor.

When was your most recent dental appointment? - En son diş randevun ne zamandı?

diş
tooth (of a saw, comb)
diş
ward (of a key)
diş
choppers
diş
nick
diş
(Anatomi) dens
التركية - التركية
Dişi olmayan
Diş
(Osmanlı Dönemi) SİNN
diş
Omurgalı hayvanların çenelerinde veya ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağızlarında bulunan kemiksi sert parçalar
diş
çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri
diş
Tane
diş
Sarımsak dilimi, karanfil vb.nde dişe benzetilen tane
diş
Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri
diş
Sarmısak tanesi
diş
Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri. Çark, testere, tarak gibi çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri: "Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı."- S. F. Abasıyanık
diş
Çark, testere, tarak gibi çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri
diş
örgü örmekte kullanılan şiş
diş
örgü şişi
diş
Sarımsak dilimi ve karanfil gibi dişe benzetilen şeylerde tane
diş
Bazı dantel ve işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm
diş
Düş, rüya
dişsiz
المفضلات