تعريف designates في الإنجليزية التركية القاموس.
- design
- {f} tasarlamak
Sinema filmi için yeni bir afiş tasarlamak zorundayım.
- I have to design a new poster for the movie.
Apple güzel donanım tasarlamak için çok çabaladı.
- Apple tried a lot to design beautiful hardware.
- design
- dizayn etmek
- designate
- {f} atamak
- designate
- belirlemek
- design
- {i} tasarım
Fransızca ve web tasarımı eğitimi alıyorum.
- I'm studying French and web design.
O bir tasarımcı olmak istiyor.
- She wants to be a designer.
- design
- plan
- designate
- tanımlamak
- design
- {i} dizayn
Tiyatronun dizaynı, seyircilerin oyuncularla daha yakınlaşıp, özel bir bağ kurmalarını mümkün kıldı.
- The design of the theatre enabled the audience to get up close and personal with the performers.
Tom basit bir ev dizaynı fanatiğidir.
- Tom is a fan of simple home design.
- designate
- adlandırmak
- design
- fikir
Bu tasarım için bulanık renkler kullanmak iyi bir fikir değil.
- Using muddy colors for this design is not a good idea.
- designate
- {s} tayin edilmiş
- designate
- işaret etmek
- design
- düşünceli
- design
- projelendirmek
- design
- sistemin yapısı
- design
- tasvir
- design
- nakşetmek
- design
- (Mimarlık) biçimleme
- design
- boyutlandırmak
- design
- yapmak
- design
- çizme
- design
- ölçülendirmek
- design
- tasarımını yapmak
- design
- tasarımlamak
- design
- yaratma
- design
- düzenbaz
- design
- entrikacı
- design
- plan çizmek
- design
- kurnaz
- design
- desen yapmak
- design
- düzenlemek
- design
- dizayn yapmak
- design
- hazırlamak
- design
- (İnşaat) proje hazırlamak
- design
- yapı
- design
- resmetmek
- design
- (Askeri) teknik plan
- designate
- (Askeri) numaralandırmak
- designate
- düzenlemek
- designate
- uygulamak
- designate
- seçmek
- design
- {i} tasarı
Tom bu tasarımı sevmez.
- Tom doesn't like this design.
O bir tasarımcı olmak istiyor.
- She wants to be a designer.
- design
- {f} tasarla
Bu kitap çocuklara nasıl okuyacağını öğretmek için tasarlandı.
- This book is designed to teach children how to read.
Beyaz Saray'ı kim tasarladı?
- Who designed the White House?
- design
- çizmek
- design
- tasar çizim
- design
- josparını çizmek
- design
- joba
- designate
- belirt
- designate
- belirtmek
- designate
- görevlendirmek
- designate
- (as ile) ünvanlandırmak
- design
- taşar
- design
- tasarımı
- design
- {i} amaç
Bu, o amaç için tasarlanmadı.
- It wasn't designed for that purpose.
- design
- {i} desen
Tabak üzerindeki deseni seviyor.
- She likes the design on the plate.
- design
- {f} 1. tasarımını
- design
- desise
- design
- desen, karikatür sitesinden çok sayıda sanatsal karikatürü ücretsiz indirebilir, kullanabilirsiniz
- design
- resim taslağı
- design
- {f} komplo kurmak
- design
- {i} amaç, maksat, hedef
- design
- have designs on someone veya something birisinde veya bir şeyde gözü olmak
- design
- (Askeri) Plan, maksat, fikir, tasarı
- design
- {f} planlamak
- design
- entrika
- design
- (Tekstil) 1. desen 2. çizmek, desen yapmak
- design
- {i} taslak
- design
- {f} modelini çizmek
- design
- kompozisyon
- design
- tasla
- design
- {i} proje
- design
- {i} komplo
- design
- {i} tasarlama
Web sayfalarını tasarlamaya başladığımızda, ülkenin bu kısmında onu yapan tek insanlar bizdik.
- When we started out designing web pages, we were the only ones doing it in this part of the country.
Tom yerel bir hayır işi için bir web sitesi tasarlamaya gönüllü oldu.
- Tom volunteered to design a website for a local charity.
- design
- {f} stilize etmek
- design
- {i} model
Büyüyünce Lego model tasarımcısı olmak istiyor.
- He wants to be a Lego model designer when he grows up.
- design
- {i} niyet
- design
- {f} kastetmek
- design
- (Askeri) TASARIM, DİZAYN, TEKNİK PLAN
- design
- yapım
- design
- tasarçizim
- designate
- gösterme
- designate
- {s} atanmış
Tom bu sefer atanmış sürücü olacak.
- Tom will be the designated driver this time.
- designate
- (Askeri) NUMARALANDIRMAK, ADLANDIRMAK: Bir birliğe resmi ve diğerlerinden farklı isim veya numara vermek
- designate
- {f} (to/for) -e atamak, -e tayin etmek
- designate
- isimlendirmek
- designate
- {f} göstermek
- designate
- {f} tayin etmek
- designate
- {f} for için ayırmak, -e
- designate
- designate göster
- designate
- tatbik etmek
- designate
- belirt,göster
- designate
- tertip etmek
- designate
- to veya for ile tayin etmek