describes a future event as a fact only

listen to the pronunciation of describes a future event as a fact only
الإنجليزية - التركية

تعريف describes a future event as a fact only في الإنجليزية التركية القاموس.

will
{i} istek

Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar. - They want to choose their mates by their own will.

Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi. - My sponsor was willing to agree to my suggestion.

will
niyet et/arzula
will
{i} arzu

Bu dünyada, ne kadar arzu ederseniz edin asla gerçekleşmeyecek şeyler vardır. - There are some things in this world that will never come true, no matter how much you wish for them.

will
Gelecek zaman kipinde kullanılır: They will leave tomorrow. Yarın gidecekler
will
{f} dilemek

Neden özür dilemek için bir mektup yazacağım? - Why will I write a letter to apologize?

Onu gördüğünde özür dilemek zorundasın. - You will have to apologize when you see him.

will
(İnşaat) arzu, istek, gelecek zaman eki
will
{i} irade

Onu kendi irademe karşı yaptım. - I did it against my will.

O, onu iradesine karşı yaptı. - She did it against her will.

will
vasiyetle bırakmak
will
-er
will
{f} vasiyet etmek
will
{f} istekte bulunmak
will
iradesini kullanmak
will
-ar
will
{f} emretmek
will
{i} vasiyet

O ölmeden bir hafta önce vasiyetini değiştirdi,bütün servetini köpeği Pookie'e bıraktı. - A week before she died she changed her will and left her entire fortune to her dog Pookie.

Babası vasiyetinde evi ona bıraktı. - His father left him the house in his will.

will
{f} amaçlamak
will
{i} irade, istenç
will
{i} vasiyetname, vasiyet
will
{f} 1. to (bir şeyin) (birine) bırakılmasını vasiyet etmek, vasiyet yoluyla (bir şeyi) (birine)
الإنجليزية - الإنجليزية
will
describes a future event as a fact only

    الواصلة

    describes a fu·ture e·vent as a fact on·ly

    التركية النطق

    dîskraybz ı fyuçır ivent äz ı fäkt ōnli

    النطق

    /dəˈskrībz ə ˈfyo͞oʧər ēˈvent ˈaz ə ˈfakt ˈōnlē/ /dɪˈskraɪbz ə ˈfjuːʧɜr iːˈvɛnt ˈæz ə ˈfækt ˈoʊnliː/
المفضلات