التركية - الإنجليزية
تعريف denizcilik في التركية الإنجليزية القاموس.
- naval
- navigate
- seamanship, employment as a sailor
- maritime
They went to the maritime museum.
-Onlar denizcilik müzesine gitti.
- seamanship
- marine
- seamanship; navigation, sailing; nautical, maritime
- navigation
- seafaring
- denizcilik bankası
- (Kanun,Ticaret) maritime bank
- denizcilik fakültesi
- (Eğitim) maritime faculty
- denizcilik hayatı
- seafaring life
- denizcilik müzesi
- maritime museum
- denizcilik sektörü
- maritime sector
- denizcilik tarihi
- naval history
- denizcilik aletleri bilimi
- (Askeri) nautical instrumentology
- denizcilik astronomisi
- (Astronomi) nautical astronomy
- denizcilik bilimi
- nautical science
- denizcilik dairesi
- marine department
- denizcilik eğitimi
- naval education
- denizcilik gökbilimi
- (Astronomi) nautical astronomy
- denizcilik gösteren
- seamanlike
- denizcilik güvenliği standartları
- (Hukuk) maritime safety standards
- denizcilik harekatları
- naval operations
- denizcilik işletmesi
- (Askeri) maritime lines
- denizcilik mahkemesi
- (Kanun) marine court
- denizcilik meteorolojisi
- (Askeri) nautical meteorology
- denizcilik politikası
- (Politika, Siyaset) maritime policy
- denizcilik yasaları
- (Ticaret) navigation acts
- Gelecek Küresel Denizcilik Tehlike ve Emniyet Sistemi
- (Askeri) Future Global Maritime Distress and Safety System
- Hükümetler Arası Denizcilik Danışma Örgütü
- (Hukuk) Intergovernmental Marine Consultation Organization (IMCO)
- Müşterek Denizcilik Taktik Muhabere Anahtarlama Sistemi
- (Askeri) Joint Maritime Tactical Communications Switching System
- Uluslar Arası Denizcilik Teşkilatı (IMO) arama ve kurtarma elkitabı
- (Askeri) International Maritime Organization (IMO) search and rescue manual
- Uluslar arası Denizcilik Örgütü
- (Hukuk) International Maritime Organization (IMO)
- bilgi yönetim subayı; Uluslar Arası Denizcilik Teşkilatı
- (Askeri) information management officer; International Maritime Organization
- federal denizcilik komisyonu
- (Askeri) fedaral maritime commission
- müşterek denizcilik bilgi unsuru
- (Askeri) joint maritime information element
- müşterek denizcilik harekatları (hava)
- (Askeri) (AIR) joint maritime operations (air)
- müşterek kuvvet meteoroloji ve oşinografi (METOC) subayı; müşterek denizcilik ha
- (Askeri) joint force meteorological and oceanographic (METOC) officer; joint maritime operations
- uluslar arası denizcilik tehlikeli malları (Birleşmiş Milletler (UN))
- (Askeri) international maritime dangerous goods (UN)
- uluslar arası denizcilik uydusu
- (Askeri) international maritime satellite
- yüksek Denizcilik
- Okulu Merchant Marine Academy
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف denizcilik في التركية التركية القاموس.
- Denizlerde sefer yapma işi
- Deniz sporculuğu
- Denizle, gemi işletmesiyle ilgili meslek
- Denizle, gemi işletmesiyle ilgili meslek: "Uzun dualardan sonra bana denizcilik hayatını anlatmaya başladı."- R. N. Güntekin
الإنجليزية - التركية
تعريف denizcilik في الإنجليزية التركية القاموس.
- Ulaştırma denizcilik ve haberleşme bakanı
- (Denizcilik) Minister of Transport, Maritime Affairs and Communications
المصطلحات ذات الصلة
denizcilik
الواصلة
de·niz·ci·likالنطق
Resimler
السابق
المفضلات