deniz kenarı

listen to the pronunciation of deniz kenarı
التركية - الإنجليزية
{i} coast

Paul's family spends the summer at the coast every year. - Paul'un ailesi yaz mevsimini her yıl deniz kenarında geçiriyor.

seashore

If only I were rich, I would buy a villa on the seashore. - Keşke zengin olsaydım. Deniz kenarında bir villa satın alırdım.

We go to the seashore in the summer. - Biz yazın deniz kenarına gideriz.

shore
seaboard
sea coast, seaside
seaside

He is bent on buying the seaside villa. - O, deniz kenarı villası almanın peşinde koşuyor.

We enjoyed ourselves at the seaside all day. - Biz bütün gün deniz kenarında eğlendik.

waterside
(Askeri) sea side
tidewater
deniz kenar
seashore

I prefer the mountains to the seashore. - Ben dağları, deniz kenarına tercih ederim.

We go to the seashore in the summer. - Biz yazın deniz kenarına gideriz.

deniz kenar
seaside

Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer. - Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır.

We enjoyed ourselves at the seaside. - Deniz kenarında eğlendik.

التركية - التركية
cenik
(Osmanlı Dönemi) MİLTAT
lebiderya
(Osmanlı Dönemi) ADAN
(Osmanlı Dönemi) AYKA
deniz kenarı
المفضلات