الإنجليزية - التركية
تعريف deeply hurt, saddened, or worried; distressed في الإنجليزية التركية القاموس.
- distraught
- {s} (with) (-den dolayı) çılgına dönmüş; çok endişeli
- distraught
- çılgına dönmüş
Leyla oldukça çılgına dönmüştü.
-Layla was pretty distraught.
- distraught
- çok sinirli
Tom çok sinirli görünüyordu.
-Tom seemed to be distraught.
Neden çok sinirli görünüyorsun?
-Why do you look so distraught?
- distraught
- aklı başından gitmiş
- distraught
- {s} kendinden geçmiş
- distraught
- {s} çıldırmış
- distraught
- {s} deli
- distraught
- {s} perişan
Tom perişan görünüyor.
-Tom looks distraught.
Duygusal yönden perişan insanlarla nasıl konuşacağımı bilmiyorum.
-I don't know how to talk to emotionally distraught people.
- distraught
- şaşırmış
- distraught
- üzülmüş
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف deeply hurt, saddened, or worried; distressed في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- distraught
deeply hurt, saddened, or worried; distressed
الواصلة
deep·ly hurt, saddened, or worried; dis·tressedالنطق
Resimler
المفضلات