daralmak

listen to the pronunciation of daralmak
التركية - التركية
Azalmak: "Yıllar geçer, bir gün bakarsınız vakitler daralmış."- R. N. Güntekin
Zayıflamak: "Hafızası o kadar daralmış, bir sene evvelini hatırlamıyor gibi."- S. F. Abasıyanık
Dar duruma gelmek, küçülmek
Sıkışmak, başı dara gelmek, bunalmak: "Daralan soluğu ile çıkamayacağı merdivenleri oğlunun da çıkmasını yasaklıyordu."- N. Cumalı
Güçleşmek, zorlaşmak
Zayıflamak
Dar duruma gelmek, küçülmek; azalmak
Sıkışmak, başı dara gelmek, bunalmak
darlaşmak
daralma
Daralmak işi
daralma
Geniş ünlülerin, yanlarındaki bazı ünsüzlerin etkisiyle darlaşması: geymek > giymek, yene > yine gibi
daralma
Daralmak işi: "Yeni bir aşkın eşiğindeymiş gibi bir daralma vardı yüreğinde..."- N. Cumalı
daralmak
المفضلات