dünkü

listen to the pronunciation of dünkü
التركية - الإنجليزية
yesterday's, of yesterday; inexperienced, green
(Konuşma Dili) raw, inexperienced
yesterday's

I will clean up yesterday's work. - Dünkü işi bitireceğim.

Tom couldn't answer even one question on yesterday's test. - Tom dünkü testte bile bir soruya bile cevap veremedi.

yester

There are more clouds today than yesterday. - Bugün dünkünden daha fazla bulutlar var.

It's windier today than it was yesterday. - Hava bugün dünkünden daha rüzgarlı.

inexperienced
green
dün
yesterday

I helped my father yesterday. - Dün babama yardım ettim.

Yesterday was my seventeenth birthday. - Dün onyedinci doğumgünümdü.

dünkü çocuk
(Konuşma Dili) born yesterday
dünkü gazete
yesterday's paper
dünkü gün
yesterday
dünkü çocuk
a young and inexperienced person; upstart
dün
past

Forget about the past. Compared to yesterday, I like today more. That's why I try to enjoy the moment, that's all. - Geçmişi unutun. Dünle karşılaştırıldığında, bugünü daha çok seviyorum. Bunun sebebi anın tadını çıkarmaya çalışıyorum, bu kadar.

In the past the world was thought to be flat. - Geçmişte dünya düz olarak düşünüldu.

dün
(Bilgisayar) yesterday at

Yesterday at this time, we were at the movie theater. - Dün bu saatte sinemadaydık.

Tom called me yesterday at nine in the morning. - Tom dün sabah saat dokuzda beni aradı.

Dün
gister
dün
yesterday; past
التركية - التركية
Acemi, yeni, toy: "Daha dünkü damatla böyle çabucak yüzgöz olup rezaleti ayyuka çıkarmak olur mu hiç?"- H. R. Gürpınar
Yakın geçmişteki: "Dünkü kaplan, bir kül kedisi yumuşaklığı ile göğsüme yaslandı."- A. Gündüz
Yakın geçmişteki
Bugünden bir önceki günle ilgili
Acemi, yeni, toy
dün
Bugünden bir önceki gün: "Dün gece uyuyamadım da biraz başım ağrıyor."- P. Safa
dün
Bugünden bir önceki gün
dün
Geçmiş
dün
Bugünden bir önceki günde
dün
Kısa bir süre önce