تعريف country; people of a certain country or nationality في الإنجليزية التركية القاموس.
- nation
- {i} millet
Hayatını milleti için verdi.
-He gave his life for the nation.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
-Sovereignty unconditionally belongs to the nation.
- nation
- {i} ulus
Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
-You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
Yüzden fazla ulus antlaşmayı onayladı.
-More than one hundred nations have approved the treaty.
- nation
- nation tün milletemaritime nation denizci millet
- nation
- denizden geçinen millet
- nation
- ülke
Birçok ülke Kyoto, Japonya'da 1997 yılında antlaşma imzaladı.
-Many nations had signed the treaty in 1997 in Kyoto, Japan.
Ülkenin liderlerinin hiçbir seçeneğim yoktu.
-The nation's leaders had no choice.
- nation
- kavim
المصطلحات ذات الصلة
تعريف country; people of a certain country or nationality في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {i} nation