cezbedilmiş

listen to the pronunciation of cezbedilmiş
التركية - الإنجليزية
lured
tempted

I wasn't tempted to do that. - Bunu yapmak için cezbedilmiş değildim.

Tom said that he was very tempted to do that. - Tom bunu yapmak için çok cezbedilmiş olduğunu söyledi.

cezbet
{f} alluring
cezbet
{f} lure

He lured her with trinkets. - O onu incik boncukla cezbetti.

cezbet
{f} tempting
cezbedilmiş
المفضلات