cevapsız

listen to the pronunciation of cevapsız
التركية - الإنجليزية
unanswered; unreturned
unanswered yanıtsız
unanswered

The question remains unanswered. - Soru cevapsız kalıyor.

These are all unanswered questions. - Bunların hepsi cevapsız sorular.

answerless
unreturned
cevap
{i} reply

Please write me a reply soon. - Lütfen bana kısa sürede bir cevap yaz.

I have received no reply from you yet. - Sizden henüz bir cevap almadım.

cevap
{i} answer

The quality of higher education must answer to the highest international standards. - Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.

I'm Japanese, the boy answered. - Çocuk cevap verdi: Ben Japonum.

cevap
response

She wrote him a friendly response. - Ona arkadaşça bir cevap yazdı.

He wrote her a friendly response. - Ona arkadaşça bir cevap yazdı.

cevap
(Ticaret) return
cevap
replication
cevap
ans
cevap
to answer
cevap
responsive to
cevap
1.answer, reply
cevap
answer, reply yanıt, karşılık
cevap
law defense
cevap
{i} rejoinder
التركية - التركية
Cevabı verilmemiş, karşılıksız, yanıtsız (olarak)
Cevabı verilmemiş, karşılıksız, yanıtsız
Cevabı verilmemiş, karşılıksız, yanıtsız olarak
Cevap
yanıt

Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı. - Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı.

Cevap
(Osmanlı Dönemi) MECUBE
cevap
Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt: "Belindeki önlüğü çıkarmaya uğraşıyor, cevap arıyor gibi, düşünüyordu."- S. F. Abasıyanık
cevap
Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt
cevapsız
المفضلات