cesaretlendirmek

listen to the pronunciation of cesaretlendirmek
التركية - الإنجليزية
encourage

We have to encourage each other. - Birbirimizi cesaretlendirmek zorundayız.

set on
elevate
strengthen smb.'s hand
comfort
hearten
spirit
to encourage, hearten
innervate
spirit up
to encourage
cheer
urge on
rally
dare
nerve
bolster
egg on
bolster up
cesaretlen
take heart
cesaretlendirme
boost
cesaretlendirme
incitation
cesaretlendirme
abetment
cesaretlendirme
encouragement
cesaretlendirme
{i} encouraging

The coaches kept encouraging me. - Koçlar beni cesaretlendirmeye devam ettiler.

cesaretlendirme
{i} heartening
التركية - التركية
Yüreklendirmek, yiğitlendirmek, cesaret vermek: "Reis memnun oluyor ve kâtibi biraz daha cesaretlendirmek ister gibi görünüyordu."- M. Ş. Esendal
Yüreklendirmek, yiğitlendirmek, cesaret vermek
(Osmanlı Dönemi) TEŞYİ'
cesaretlendirme
Cesaretlendirmek işi, yüreklendirme, yiğitlendirme
cesaretlendirmek
المفضلات