cemal

listen to the pronunciation of cemal
التركية - الإنجليزية
beauty
(isim) Beauty, grace; perfection of God
prettiness
handsomeness
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Hüsün. (... Bir cemal sâhibi, dâima hüsn ü cemalini görmek ve göstermek ister. Bu ise, âhiretin vücudunu ister. Çünkü dâimi bir cemâl, zâil ve muvakkat bir müştaka razı olmaz. Onun da devamını ister. Bu da âhireti ister. M.N.)
(Osmanlı Dönemi) Hak ile söylenen doğru söz
(Osmanlı Dönemi) Yüz güzelliği. Fertteki güzellik
(Osmanlı Dönemi) Cenâb-ı Hakk'ın lütuf ve ihsânı ile tecellisi
(Osmanlı Dönemi) yüz, güzellik; Cenâb-ı Hakkın lütuf ve ihsânı ile tecellisi; hak ile söylenen güzel söz; hüsün
Yüz güzelliği
Yüz güzelliği: "Sadakatinden dinî bir zevk duyuyor, cemaline tutkun kalmaktan temiz neşeler topluyordu."- R. H. Karay
cemal oyunu
Köylerde tohumun toprağa atıldığı ilk gün veya hasat sonunda oynanan tiyatro oyunu
cemal ışın
Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızı ülkü ile olan fotoğraflarını çeken, imar Harekatı'nın resmi fotoğrafçısı olarak ünlenen, 1914 istanbul doğumlu fotoğraf sanatçısı
الإنجليزية - التركية
cemel
bedî-ûl cemâl
görülmedik derecede güzellik
cemal
المفضلات