cel%c3%a2l

listen to the pronunciation of cel%c3%a2l
الإنجليزية - التركية

تعريف cel%c3%a2l في الإنجليزية التركية القاموس.

service reception center; Single Integrated Operational Plan (SIOP) response cel
(Askeri) sınıf kabul merkezi; Tek Entegreli Harekat Planı cevap hücresi; standart ihtiyaçlar kodu; hayatı idame iyilrşmr merkezi
التركية - التركية

تعريف cel%c3%a2l في التركية التركية القاموس.

CEL'AB
(Osmanlı Dönemi) Gözü çok iyi görmek
CEL'AB
(Osmanlı Dönemi) Medine yakınında bir dağ
CEL'ABE
(Osmanlı Dönemi) Çok kuvvetli dişi deve
CEL'AD
(Osmanlı Dönemi) Yoğun gövdeli şişman, kaba kimse
cel
Mısırın dip kısmı
A'CEL
(Osmanlı Dönemi) Daha acele, en çabuk
A'CEL
(Osmanlı Dönemi) Acele eden kişi
MA'CEL
(Osmanlı Dönemi) (C.: Maâcil) Yol. Menzile ulaştıran yol
ME'CEL
(Osmanlı Dönemi) (C: Meâcil) Su toplanan yer
MÜSTA'CEL
(Osmanlı Dönemi) Acele yapılması lüzumlu olan, çabuk yapılması gereken
MÜSTE'CEL
(Osmanlı Dönemi) Belirli bir vakte kadar geciktirilen. Muayyen bir zamana kadar te'hir edilmiş olan
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف cel%c3%a2l في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

cel
A piece of celluloid on which has been drawn a frame of an animated film
cel
A transparent sheet of cellulose acetate or similar plastic serving as a support or overlay for drawings, lettering,etc , in animation & title work
cel
A clear plastic sheet on which an image has been inked or copied and then painted Finished cels are placed over a background and photographed in sequence to create the illusion of motion
cel
l The basic unit of a table, separated by gridlines In a table, the intersection of a row and a column forms one cell
cel
A single image in an animation sequence