Film karışık eleştiriler aldı.
- The movie received mixed reviews.
O, ona karışık sinyaller verdi.
- She gave him mixed signals.
Karman çorman alıyorum.
- I'm getting all mixed up.
Sovyetler Birliği ve Batılı Müttefikler arasındaki ilişkiler karmaşıktı.
- Relations between the Soviet Union and the western Allies were mixed.
O okulun entegre edilmiş orta okul ve lise olduğunu unutma.
- Bear in mind that that school is an integrated junior high and high school.
Bu buzdolabının entegre buz ve su dağıtıcısı vardır.
- This refrigerator has an integrated ice and water dispenser.