Hem Tom hem de Mary kamp yapmaktan hoşlanıyor.
- Both Tom and Mary like camping.
Nehrin yakınında kamp yapmak iyi bir fikir değildir.
- Camping so near the river isn't a good idea.
Bu, kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to set up camp.
Bu kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to camp.
Ben ailemle birlikte kampa gittim.
- I went camping with my family.
Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün.
- You went back to the camp leaving me alone in the primeval forest.
Tom bir sonraki tatilini yürüyüş ve kamp yaparak geçirmek istediğini söyledi.
- Tom said he'd like to spend his next holiday hiking and camping.
Bir hafta boyunca orada kamp yaptık.
- We camped there for a week.
Biz kalacak bir yer bulamazsak dışarıda kamp kurmak zorunda kalacağız.
- We'll have to camp out if we can't find a place to stay.
Bu kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to camp.
Konaklamak için yeterli yerleri yok.
- They don't have enough room to camp.
Stu liked to watch campy B-movie horror flicks from the 50s, not because they scared him, but because he found them funny.
Don't camp up your performance of Malvolio in Twelfth Night this time.
We're planning to camp in the field until Sunday.
Go and camp the flag for the win.