broken water at the bow of a vessel making way

listen to the pronunciation of broken water at the bow of a vessel making way
الإنجليزية - التركية

تعريف broken water at the bow of a vessel making way في الإنجليزية التركية القاموس.

wash
yıkamak

Benim işim bulaşık yıkamaktır. - My job is to wash dishes.

Tom arabayı yıkamak zorunda değil. Mary onu zaten yıkadı. - Tom doesn't have to wash the car. Mary's already washed it.

wash
{f} yıkanmak

Ben yemek yememizden önce yıkanmak isterim. - I'd like to wash up before we eat.

Dün yıkanmak için nehire gittim. - Yesterday I went to wash in the river.

wash
{f} suyla temizlemek
wash
badana
wash
yıpranmadan yıkanabilir olmak
wash
çamaşırhane
wash
yıkanacak çamaşırlar
wash
{i} sulu yemek (kötü)
wash
(isim) yıkama, yıkanma, losyon, bulaşık suyu, sulu yemek (kötü), mutfak artığı, antiseptik sıvı, çalkantı sesi, dalga sesi, dümen suyu, erezyon, uçak izi, kıyıya vuran süprüntü, ince boya tabakası
wash
{f} erezyona uğratmak
wash
(fiil) erezyona uğratmak, yıkamak, yıkayıp temizlemek, aşındırmak, suyla temizlemek, taşımak (sular), badanalamak, boyamak, yıkanmak, elini yüzünü yıkamak, inandırmak, yıkanır olmak
wash
{f} ince maden/boya tabakasıyla kaplamak; yaldızlamak
wash
yıkanacak

Jane'in yıkanacak çok giysisi var. - Jane has a lot of clothes to wash.

wash
{i} uçak izi
wash
{f} yıkanır olmak
wash
{f} badanalamak
wash
{f} elini yüzünü yıkamak
wash
{f} ıslatmak
wash
{f} boyamak
wash
{i} mutfak artığı
الإنجليزية - الإنجليزية
wash
broken water at the bow of a vessel making way

    الواصلة

    bro·ken wa·ter at the bow of a ves·sel mak·ing way

    التركية النطق

    brōkın wôtır ät dhi bau ıv ı vesıl meykîng wey

    النطق

    /ˈbrōkən ˈwôtər ˈat ᴛʜē ˈbou əv ə ˈvesəl ˈmākəɴɢ ˈwā/ /ˈbroʊkən ˈwɔːtɜr ˈæt ðiː ˈbaʊ əv ə ˈvɛsəl ˈmeɪkɪŋ ˈweɪ/
المفضلات