boşandırmak

listen to the pronunciation of boşandırmak
التركية - الإنجليزية
to cause or allow (a couple) to get a divorce
to grant a divorce to (a couple)
boşan
get divorced

Tom and Mary are planning to get divorced. - Tom ve Mary boşanmayı planlıyorlar.

Tom and Mary decided to get divorced. - Tom ve Mary boşanmaya karar verdi.

boşan
got divorced
boşan
get a divorce
boşan
{f} divorced

Tom and Mary got divorced last year. - Tom ve Mary geçen yıl boşandı.

Tom divorced his first wife more than fifteen years ago. - Tom on beş yıldan daha önce ilk eşinden boşandı.

boşan
{f} divorce

For him, divorce is a good invention, with one sole disadvantage: you have to get married first. - Onun için boşanma tek dezavantajla iyi bir buluş: ilk önce evlenmek zorundasın.

Tom divorced his first wife more than fifteen years ago. - Tom on beş yıldan daha önce ilk eşinden boşandı.

التركية - التركية
İstekleri üzerine kanunlara uyarak ayırmak
Boşanmasını sağlamak
boşandırma
Boşandırmak işi veya durumu
boşandırmak
المفضلات