I plan on finishing that in two or three minutes.
- İki ya da üç dakika içerisinde onu bitirmeyi planlıyorum.
We succeeded in finishing the project.
- Projeyi bitirmeyi başardık.
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
I must finish it before I go out.
- Dışarı çıkmadan önce onu bitirmeliyim.
It is utterly impossible to finish the work within a month.
- Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
The European Union is set up with the aim of ending the frequent and bloody wars between neighbours, which culminated in the Second World War.
- Avrupa Birliği, ikinci dünya savaşı ile sonuçlanan sık ve kanlı komşu devletler arasındaki savaşları bitirme amacıyla kuruldu.
The ending wasn't a surprise.
- Bitirme bir sürpriz değildi.
Sami wanted to end his life.
- Sami hayatını bitirmek istedi.
The referee blew his whistle to end the match.
- Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.
Tom doesn't want to break up with Mary.
- Tom Mary ile ilişkiyi bitirmek istemiyor.
If I understood you right you want to break up with me!
- Eğer seni doğru anladıysam benimle ilişkiyi bitirmek istiyorsun!
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
Mom’s goal was to graduate college but dad’s goal was mom.
- Annemin amacı üniversiteyi bitirmekti ama babamın amacı annemdi.
I had no idea you were planning to go to graduate school.
- Okulu bitirmek için gitmeyi planladığına dair hiçbir fikrim yoktu.
We want to wrap it up tomorrow.
- Onu yarın bitirmek istiyoruz.
He brought his speech to an end.
- O konuşmasını bitirdi.
The referee blew his whistle to end the match.
- Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.
Tom tried to break up the fight.
- Tom kavgayı bitirmeye çalıştı.
Having finished breakfast, I hurried to school.
- Kahvaltı bitirdikten sonra aceleyle okula gittim.
She wanted to break up with him.
- O onunla ilişkiyi bitirmek istiyordu.
It was a mistake to break up with you.
- Seninle ilişkiyi bitirmek bir hataydı.
I have to finish cleaning my room.
- Odamı temizlemeyi bitirmek zorundayım.
I didn't have time to finish cleaning the living room.
- Oturma odasını temizlemeyi bitirmek için zamanım yoktu.
I never imagined we'd end up like this.
- Böyle bitireceğimizi asla hayal etmedim.
I never thought we'd end up like this.
- Sonunda böyle bitireceğimizi asla düşünmedim.
Tom concluded his speech with a proverb.
- Tom konuşmasını bir atasözü ile bitirdi.
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
It is utterly impossible to finish the work within a month.
- Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
I'll be with you as soon as I finish this job.
- Bu işi bitirir bitirmez seninle birlikte olacağım.
Tom is estimating how much money he'll need to finish the house.
- Tom evi bitirmek için ne kadar çok paraya ihtiyacı olacağını hesaplıyor.
It is utterly impossible to finish the work within a month.
- Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
My elder brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
I finished writing the report.
- Raporu yazmayı bitirdim.
Sami finished the transaction and left.
- Sami işlemi bitirdi ve ayrıldı.
Bu işi bitirmeni (sonlandırmanı) istiyorum. - I want you to call it off.
Tom doesn't want to break up with Mary.
- Tom Mary ile ilişkiyi bitirmek istemiyor.
It's a hard habit to break.
- Bu bitirmek için zor bir alışkanlık.