birinin

listen to the pronunciation of birinin
التركية - الإنجليزية
belonging to one
one's

It is easy to make a man one's friend, but hard to keep him so. - Bir insanı birinin arkadaşı yapmak kolaydır fakat onu öyle sürdürmek zordur.

Books are the offspring of one's mind. - Kitaplar birinin aklının ürünleridir.

of one of
that one
be beyond s.o.'s grasp
put s.o. off
biri
somebody

We heard somebody shout. - Birinin bağırdığını duyduk.

There's somebody coming up the stairs. - Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.

biri
one

Dustin Moskovitz is a Jewish entrepreneur. He is one of the co-founders of Facebook. - Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.

The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century. - Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.

birinin işine karışmak
Meddle, interfere, butt in, interlope
birinin burnuna gülmek
laugh in someone's face
birinin gelmesini beklemek
wait for smb. to come
birinin kaderini çizmek
(deyim) seal someone's fate
birinin kaderini çizmek
(deyim) seal someone's doom
birinin kötü ruhu
evil genius
birinin suratına gülmek
laugh in someone's face
biri
{i} cookie

I'd like you to try one of these cookies. - Bu kurabiyelerden birini denemeni istiyorum.

I'm sure Tom wouldn't mind if you ate one of the cookies he baked this afternoon. - Bu öğleden sonra pişirdiği kurabiyelerden birini yesen Tom'un umursamıyacağından eminim.

biri
any

Is there anybody who would like to go see a live concert of Lady Gaga with me? - Benimle Lady Gaga'nın bir canlı konserini seyretmeye gitmek isteyen biri varmı?

You may choose any of them. - Onlardan herhangi birini seçebilirsin.

(ünlü) birinin imzası
autograph
biri
one of

I know one of them but not the other. - Birini tanıyorum da ötekini değil.

One of my dreams is to learn Icelandic. - Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.

biri
anyone

Anyone could do that. - Herhangi biri onu yapabilir.

Well, yes, but I don't want anyone to know. - Pekala, evet, fakat herhangi birinin bilmesini istemiyorum.

biri
soul

There's not a living soul around here. - Buralarda yaşayan biri yok.

Does anyone have a soul? - Herhangi biri bir ruha sahip midir?

biri
first

Someone has ripped out the first three pages of this book. - Biri bu kitabın ilk üç sayfasını yırtmış.

When meeting a person for the first time, keep the conversation light. - Biriyle ilk defa karşılaştığında,konuşmayı hafif sürdür.

biri
someone

Someone has ripped out the first three pages of this book. - Biri bu kitabın ilk üç sayfasını yırtmış.

Someone told me that every cigarette you smoke takes seven minutes away from your life. - Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi.

biri
in one

Susan will be ready to the party in one hour and will need someone to pick her up. - Susan bir saat içinde parti için hazır olacak ve onu alması için birine ihtiyacı olacak.

Tom lost the sight in one of his eyes in a traffic accident. - Tom bir trafik kazasında gözlerinden birinde görme yeteneğini kaybetti.

biri
of one

His face reminded me of one of my friends in my senior high school days. - Onun yüzü bana lise günlerimdeki arkadaşlarımdan birini hatırlatıyor.

Books are the offspring of one's mind. - Kitaplar birinin aklının ürünleridir.

başka birinin
somebody elses
biri
one of them

There are many talented people in our city, but Tom isn't one of them. - İlimizde birçok yetenekli insan var, ama Tom bunlardan biri değildir.

There are nine planets travelling around the sun, the earth being one of them. - Güneşin etrafında dönen dokuz gezegen vardır,Dünya onlardan biridir.

biri
one (of them); somebody, someone
biri
one; cookie
biri
_un
boer cumhuriyetlerinden birinin yurttaşı
burgher
değer verilen birinin hamurundaki bozukluk
feet of clay
kabahati birinin üzerine atmak
to lay the blame on sb
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف birinin في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

biri
{i} (in India) bidi, cheap cigarette made from cut tobacco rolled in leaf
التركية - التركية

تعريف birinin في التركية التركية القاموس.

birinin varı yoğu
Bir kimsenin sahip olduğu her şey
birinin veya bir şeyin peşinde
Çok istenilen şeyi belirtir
biri
Yüklem durumunda olan bir isim takımının belirtileni olarak kullanıldığında, belirtenin hor görüldüğünü anlatır
biri
Bilinmeyen bir kimse: "İhtimal hırsız Eşref'in hayranlarından biriydi."- O. S. Orhon
biri
Bir tanesi: "Vagonun birine binip bölmelerden birine yerleşti."- M. Ş. Esendal
biri
Bir tanesi
biri
Bilinmeyen bir kimse
biri
Yüklem durumunda olan bir isim takımının belirtileni olarak kullanıldığında belirtenin hor görüldüğünü anlatır