It's not rocket science.
- O, roket bilimi değil.
Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
- Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
The scientist explained the strange phenomena in the light of recent scientific knowledge.
- Bilimci son bilimsel bilgiler ışığında garip olayları açıkladı.
The only real science is the knowledge of facts.
- Tek gerçek bilim, gerçeklerin bilgisidir.
I have been learning a science.
- Ben bir bilim öğrenmekteyim.
The leader of the party is a famous scientist.
- Partinin lideri ünlü bir bilim adamıdır.
I consider him a great scientist.
- Onu büyük bir bilim adamı olarak görüyorum.
He is a scholar to the core.
- O, gerçek bir bilim adamıdır.
A scholar made an excellent speech about human rights.
- Bir bilim adamı, insan hakları hakkında harika bir konuşma yaptı.
Botany is an applied science.
- Botanik, uygulamalı bir bilim dalıdır.
Physics is a branch of science.
- Fizik bir bilim dalıdır.
Linguistics is the discipline which aims to describe language.
- Dilbilim dili tanımlamayı amaçlayan bilim dalıdır.
He studies computational linguistics.
- Bilişimsel dil bilim öğrenimi yapmaktadır.
In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
- Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.