biçiminde

listen to the pronunciation of biçiminde
التركية - الإنجليزية
with the fashion
in fashion
form

He has a mysterious talisman in the form of an eye. - O bir göz biçiminde gizemli tılsıma sahiptir.

(Bilgisayar) format
shaped like
fashion
in the fashion
biçim
form

Some people think that advertising is a form of brainwashing. - Bazı insanlar reklamın bir beyin yıkama biçimi olduğunu düşünüyorlar.

I'll try to change the file format then. - Öyleyse ben de dosya biçimini değiştirmeyi deneyeceğim.

dikdörtgen biçiminde
rectangular
biçim
shape

Things are starting to take shape. - İşler biçimlenmeye başlıyor.

Ideas shape the course of history. - Düşünceler, tarihin rotasını biçimlendirir.

biçim
style

The style of that house is similar to mine. - O evin biçimi benimkine benzer.

biçim
{i} mode

That is a modern form of superstition. - Bu, hurafenin modern bir biçimidir.

Art is the most intense mode of individualism that the world has known. - Sanat dünyanın bildiği bireyciliğin en yoğun biçimidir.

biçim
{i} conformation
üçgen biçiminde
gabled
baklava biçiminde
diamond-shaped
baklava biçiminde
rhombus-shaped
baklava biçiminde
(Botanik, Bitkibilim) orthorhombic
biçim
profile
biçim
(Dilbilim) morph
biçim
(Tıp) forme

They formed themselves into a circle. - Kendilerini bir daire halinde biçimlendirdiler.

biçim
(Tarım) harvest
biçim
(Biyoloji) eidos
biçim
version
biçim
(İnşaat) morphology
biçim
geste
elips biçiminde
elliptic
mercimek biçiminde
lenticular
tekerlek biçiminde
rotate
yıldız biçiminde
stellate
küre biçiminde
global
biçim
format

I'll try to change the file format then. - Öyleyse ben de dosya biçimini değiştirmeyi deneyeceğim.

The manager wants the report rewritten using the new format. - Müdür yeni bir biçim kullanarak raporun yeniden yazılmasını istiyor.

biçim
stripe
biçim
make

I didn't make this decision lightly. - Ben bu kararı kolay bir biçimde vermedim.

biçim
manner

Kim is dressed in a very attractive manner. - Kim çok çekici bir biçimde giyinmiş.

Phone robbery thwarted in unusual manner. - Telefon soygunu olağanüstü bir biçimde engellendi.

biçim
fashion
biçim
semblance
biçim
figure
biçim
strain
biçim
morpho-
biçim
cast
biçim
poem
cıvataları çıkarıp takmaya yarayan, altıgen kesitli, l biçiminde alet
Remove the applicator and bolts, hexagon shaped, l shaped tool
yüksük biçiminde olan makarna
The thimble shaped pasta
alegori biçiminde yorumlamak
allegorize
biçiminde
retiform
biçiminde
reticular
baklava biçiminde
diamond-shaped, rhombus-shaped
baklava biçiminde
rhomboidal
baklava biçiminde
rhomboid
baklava biçiminde
rhombic
baklava biçiminde
diamond shaped
başak biçiminde
spicate
bezelye biçiminde
pisiform
biçim
comp. format
biçim
(Terzi) cutting (cloth) (to make garments); cutting out (clothes)
biçim
genre
biçim
morpho
biçim
reaping (a cereal crop); cutting, mowing (hay, grass)
biçim
cutting and shaping, hewing (wood, stone)
biçim
figuration
biçim
format , form
biçim
guise
biçim
shape, form
biçim
time for reaping; time for cutting hay; harvesttime
biçim
face

I forgot to wear my hat and my face got badly sunburned. - Şapkamı giymeyi unuttum ve yüzüm kötü biçimde güneşten yandı.

Tom's face is badly bruised. - Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük.

biçim
putting (a price) on, assigning (a price) to (something)
biçim
configuration
biçim
sort, kind, manner: Ne biçim şey bu? What sort of thing is this? Onu güzel bir biçimde söyledi. He put it in a nice way
biçim
shape, form, figure; way, manner, mode
biçim
(Terzi) cut (of a garment): İngiliz biçimi bir ceket a sport coat with an English cut
biçim
modus
biçim
modality
böbrek biçiminde
reniform
daire biçiminde
circular
daire biçiminde oda
rotunda
damar biçiminde
(Tıp) veined
damar biçiminde
(Tıp) veinlike
dirsek biçiminde eğim
elbow
disk biçiminde
discoid
diş biçiminde
dentiform
domuz biçiminde
piggy
dörtgen biçiminde
quadrangular
el biçiminde
palmate
gül biçiminde renkli pencere
Catherine wheel
gül biçiminde süs
rosace
halka biçiminde doğramak
ring
haç biçiminde
cruciform
hilal biçiminde
lunate
huni biçiminde yapı
(Mimarlık) infundibula
insan biçiminde
anthropomorphic
insan biçiminde olan
anthropomorphous
kale biçiminde yapılmış
castellated
kapriçyo biçiminde neşeli beste
humoresque
kare biçiminde taş sütun
(Botanik, Bitkibilim) herm
kayık biçiminde yüzdürme dubası
camel
kese biçiminde çıkıntı
sacculation
keski biçiminde
(Tıp) scalpriform
koni biçiminde işaret şamandırası
can buoy
koni biçiminde şey
conicity
konsept planı; konsept biçiminde harekat planı
(Askeri) concept plan; operation plan in concept format
konuşma biçiminde
chatty
koşuk biçiminde anlatan
versifier
kristal biçiminde
crystal
kubbe biçiminde cephanelik
igloo
kutu biçiminde susturucu
(Havacılık) box silencer
kâlp biçiminde olan
heartshaped
kâse biçiminde organ
calix
küp biçiminde
cubic
küre biçiminde
globate
küre biçiminde
spheriform
küre biçiminde
globular
küre biçiminde
orbicular
küre biçiminde eklem
ball and socket joint
küre biçiminde eklem
ball joint
lif biçiminde
fibriform
mantar biçiminde ampul
mushroom bulb
melodiyi kontrpuan biçiminde düzenlemek
counterpoint
mercek biçiminde
lenticular
pagoda biçiminde ağaç
pagoda tree
paket biçiminde hata
(Bilgisayar) error in packet format
parabol biçiminde olan
parabolic
petek biçiminde iğne işi
smocking
pirit biçiminde
(Madencilik) pyritohedron
rozet biçiminde
rosetted
rulo biçiminde meyveli puding
roly poly pudding
rulo biçiminde meyveli puding
roly poly
s biçiminde köşebent
ogee
s biçiminde çizgi
ogee
sandal biçiminde
scaphoid
sap biçiminde kanserli doku
pedicle
sepet biçiminde beşik
bassinet
sorguç biçiminde yapmak
crest
soğan biçiminde
bulbed
soğan biçiminde
bulbous
tane biçiminde
graniferous
tepe biçiminde mezar
cairn
testere biçiminde
serriform
torna biçiminde
lathy
yaprak biçiminde
foliaceous
yaprak biçiminde süs
dog tooth
yayılan ışınlar biçiminde
radial
yelpaze biçiminde
flabellate
yumru biçiminde
(Tıp) nodule-shaped
zincir biçiminde olan
(Kimya) acyclic
çan biçiminde cam kılıf
(bitkiler için) cloche
çan biçiminde şapka
cloche
çanak biçiminde organ
calix
çatal biçiminde
forked
çatal biçiminde çubuk
dowsing rod
örgü biçiminde motif
braiding
şemsiye biçiminde
umbellate
şemsiye biçiminde çiçekleri olan
umbelliferous
التركية - التركية

تعريف biçiminde في التركية التركية القاموس.

Biçim
format

Bu diskete format atmamalısın. - Bu disketi biçimlendirmemelisin.

Biçim
ünite
Biçim
şekil
Biçim
model
biçim
Dış görünüş, şekil: "İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur."- S. Birsel
biçim
Tarz
biçim
Yakışık alan şekil, uygun şekil: "Söylediklerimden çok, söyleyiş biçimi etkili oluyor kalabalığın üstünde."- A. İlhan
biçim
Manzumelerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil
biçim
Yakışık alan şekil, uygun şekil
biçim
Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli düzeni, format
biçim
Dış görünüş, şekil
biçim
Herhangi bir şeyin benzeri
biçim
Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form
biçim
Tarz: "İngiliz biçimi ceketler, sıcak iklimler için yapılmış kısa pantolonlar."- F. R. Atay
biçim
Biçme işi
biçim
Bilgisayarda disketi kullanılabilir duruma getirme veya disketi zararlı ögelerden temizleme
biçiminde
المفضلات