being in a state of vertigo or dizziness; as, a swimming brain

listen to the pronunciation of being in a state of vertigo or dizziness; as, a swimming brain
الإنجليزية - التركية

تعريف being in a state of vertigo or dizziness; as, a swimming brain في الإنجليزية التركية القاموس.

swimming
yüzme

Ben bir çocukken çoğu zaman denizde yüzmeye gittim. - When I was a child, I often went swimming in the sea.

Yüzme havuzlarında, su sürekli olarak filtrelerden pompalanır. - In swimming pools, water is continuously pumped through a filter.

swimming
yüzerek

Yüzerek geçmek imkânsız. Nehir çok geniş. - It's impossible to cross the river by swimming. It's too wide!

Nehri yüzerek geçen bir genç gördüm. - I saw a boy swimming across the river.

swimming
yüzme sporu
swimming
yüzücülük
swimming
{f} yüz

Yüzmeyi kaymaya tercih ederim. - I prefer swimming to skiing.

Öylesine sıcak bir gündü ki yüzmeye gittik. - It was such a hot day that we went swimming.

swimming
yüzme işi, yüzme, yüzücülük
swimming
başa

O nehri yüzerek geçmeyi başardı. - He managed to cross the river swimming.

Nehri yüzerek geçmeyi başardı. - He succeeded in swimming across the river.

swimming
süratle
swimming
dönen yüzen
swimming
yüzmeye ait veya uygun
swimming
sulu
swimming
swimming pool swimming bathyüzme havuzu
swimming
yaşlı swimming hole derede yüzmeye elverişli derin kısım
swimming
yüzmeye yarayan
swimming
swimmingly kolaylıkla
swimming
{i} yüzüş

O, çocukların yüzüşünü izledi. - He watched the boys swimming.

O, çocukların havuzda yüzüşünü izledi. - She watched the children swimming in the pool.

الإنجليزية - الإنجليزية
swimming
being in a state of vertigo or dizziness; as, a swimming brain
المفضلات