Takeo matematik problemlerini çözmeye dalmış.
- Takeo is engrossed in solving mathematical problems.
Tom kitabına o kadar dalmıştı ki ön kapı zilini duymadı.
- Tom was so engrossed in his book that he didn't hear the front door bell.
Bu iddialar bir bilimsel dayanaktan yoksun.
- These claims lack a scientific foundation.
Satıcı onun ürününü satmak için bazı abartılı iddialar ortaya attı.
- The salesman made some exaggerated claims in order to sell his product.