bahti̇yar

listen to the pronunciation of bahti̇yar
التركية - الإنجليزية
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) f. Bahtlı, talihli, mes'ud, mutlu, şanslı.(Elbette en bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın. Âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, mâlâyâni şeylerle ömrünü telef etmesin. Kendini misafir telâkki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin. Selâmetle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girsin. M.)(Bahtiyar odur ki: Kevser-i Kur'anîden süzülen tatlı, büyük bir havuzu kazanmak için bir buz parçası nev'indeki şahsiyetini ve enaniyetini o h
bahtiyar
Bahtı olan, bahtlı, talihli, mutlu
bahtiyar
Bahtı olan, bahtlı, talihli, mutlu: "Tam otuz iki sene, müreffeh, bahtiyar bir hayat sürdüm."- R. H. Karay
bahtiyar
(Osmanlı Dönemi) bahtlı, iyi tâli'li; mesut, mübârek, kutlu
bahti̇yar
المفضلات