Anne fil nehirde yavrusunu yıkadı.
- The mother elephant bathes her baby in the river.
Parkta dolaşırken, bir yavru kuş buldum.
- Walking in the park, I found a baby bird.
Tom, çocuk bakıcısı oraya gelinceye kadar, Mary'nin evde kalmasını istedi.
- Tom asked Mary to stay at home until the babysitter got there.
Tom, Mary'nin çocuklarına bakıcılık yapmasını istiyor.
- Tom wants Mary to babysit his children.
Mary'nin bebeği bir aydan daha küçük.
- Mary's baby is less than a month old.
Yaşlı bir adam, büyük oğlu, küçük kızı ve küçük bebeği ile eski kiliseye girdi.
- An old man entered the old church with his elder son, his younger daughter and her little baby.
Bebekleri izlemek ilginçtir.
- Babies are interesting to watch.
Bebekler çoğunlukla düşerler.
- Babies often fall down.
Bebek tüm gece ağladı.
- The baby cried all night.
Bebeğin annesine ihtiyacı vardır.
- The baby needs its mother.
Tom, bir bebek gibi davranıyor.
- Tom is acting like a baby.
Tom bir bebek gibi ağladı.
- Tom cried like a baby.
a baby elephant.
baby clothes.
Stand up for yourself - don't be such a baby!.
How come none of my babysitters ever looked like you?
- Why didn't any of my babysitters ever look like you?
Why didn't any of my babysitters ever look like you?
- How come none of my babysitters ever looked like you?